31 Mayıs 2015 Pazar

THE SECRET



Evren AVM'sinde promosyon. Sırrı çözdük. Gönülden ve tüm samimiyetinizle, inanarak
istiyorsunuz. Tamam. İstediğiniz bolluğu alıyorsunuz yanında da mutluluk bedava.
Ne yalan söyleyeyim bu kadarı Migros'ta yok.


Çaba yok yorulmak yok.
Koca Yunus okusaydı kimbilir nasıl kahrolurdu.
Kırk yıl içlerinde hiç eğrisi bulunmamak kaydıyla, Taptuk dergahına odun taşı
''piştik elhamdüllih'' diyebilmek için, nafile.
Yalnız herkes kendi siparişini kendi veriyor. Self servis yani. E komşum aç yatıyor,
ben tok yatamam, yatsam bile gözüme uyku girmez yok. Kendi istesin.
Bir sabah baktık baba Ferrariyi satmış gidiyor. Baba ne oldu?
''Hayat bu haliyle beni kesmiyor, biraz Hint'e,Tibet'e bakıp geleceğim.''
Okey dedik, baba aştı. Çözecek, bize de anlatacak.
Yani kısaca tam süper olacak.
Öbür kitapta bakıyoruz, baba dönmüş, baş kabak, üstünde Budistlerin giydiği
turuncu bordo libas, yani şekil tamam. Fakat o ne. Baba  Ferrariyle geziyor
yine sabahın köründe.
E tabi sabahın o saatleri bereketin dağıtıldığı saatler.
''Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına'' deyip Nesimi gibi
tedbirsiz davranmamış.
İnsanın aklına birde şu gelmiyor değil; babanın kartlar takibe düştü.Arabayı da
kaptırmak istemiyor. Arkadaşının üstüne yaptı. Hindistana uzadı.
Ortalık durulunca döndü, arabayı aldı. Daha şubeye gidip üstüne geçirmedi.
Her neyse laf uzadıkça uzadı.Şimdi dağılıp biraz kişisel gelişelim.
Yine görüşürüz. Çaldır ben ararım.
Yada Nesimi'ye kulak verelim.
Sır bu topraklarda yüzyıllar evvel çözülmüş, türküsünü bile düzmüşler.
Duymak isteyene.

Yine geldi Haziran.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder